tekhne - scientia - praksis - gnosis - relatio
            claritas - unitas - integritas - consonantia

cogitate incognitum

düşünülmeyeni düşün

ENGLISH

M. Atilla Öner

Özgeçmiş

Tartışma Listeleri

Makaleler

Bildiriler

Yönetilen Tezler

Yazılar ve Raporlar

 

< ANA SAYFA

 

 

 

Eylül 2015

ABD'nde Değişim Programına Katılan Bir Öğrenciden Mektup

 
 

Merhaba Hocam,

Size A.B.D'deki Exchange programıyla gittiğim University of Nevada, Reno'da geçirdiğim deneyimleri özetlemeye çalışacağım. İlk olarak size okul ile ilgili genel bir bilgi vermek istiyorum. University of Nevada, Reno, A.B.D'deki Tier 1 üniversiteler grubuna yeni giren, 1874 yılında kurulmuş bir üniversite. 145'ten fazla lisans, master ve doktora programları, 92 milyon dolar araştırma fonu olan gelişmiş bir okul. Özellikle bazı bölümlerde ülke genelinde çok başarılılar. 21 bine yakın öğrencisi ve büyük ama çok düzenli bir kampüsü var.

Amerika Birleşik Devletleri'ne uçaktan indiğiniz anda farkettiğiniz insan çeşitliliği her yerde karşınıza çıkıyordu. İlk baştan itibaren okuldaki ciddiyeti ve düzeni sezmeye başlamıştım. Exchange öğrencilerin tanışma toplantısında İsviçre, Almanya, Fransa, Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore vb. birçok ülkeden öğrenciler olarak biraradaydık. Bu toplantıyla beraber arkadaşlıklar edinmeye başladık. Zaman içerisinde birçok Amerikalı arkadaşlarımız da oldu ve beraber çok sayıda etkinliğe katıldık. Okulun uluslararası ofisindeki çalışanlar da çok yardımcıydı.

Tabii ki bambaşka bir ülkeye ve kültüre geldiğimiz için herkes ilk başta çeşitli zorluklar yaşıyordu. Benim gibi uluslararası çoğu öğrencinin yaşadığı en büyük sıkıntı, okul çevresinde konaklamanın yetersiz olmasından ötürü yurt ve ya kiralık ev bulamamamızdı. İlk üç ay belirli zorluklardan ve alışma sürecinden geçtiğim süreçte okula yakın bir ev buldum ve araba da edinerek ulaşım sorununu çözdüm. Özellikle ev ve ulaşım sorunlarını çözdükten sonra çevrede olan biteni iyice farketmeye başladım. Bahsettiğim sorunlardan dolayı ilk dönemin başında derslere düzgün katılamadım ve okula iyice konsantre olamadım. Dolayısıyla ilk dönem derslerden başarısız oldum. Fakat okulda tanıştığım neredeyse bütün arkadaşlarım, özellikle Amerikalılar inanılmaz çalışıyordu. İstisnasız hepsi bankalardan kendileri öğretim kredileri alıp, 4-5 senelik lisans programlarını kendileri ödüyorlardı. Genelde ailelerinden hiç yardım almıyorlardı. Okula giderek bütün derslerine devam etmek dışında tanıdığım herkes en az bir ve ya iki farklı part-time işte çalışıyordu. Hem okulda hem de işlerinde çok özverili çalışıyorlardı. Genellikle öğrenciler part-time işlerle kendilerini geçindiriyor ve aynı zamanda araba, okul vb. kredilerini bu şekilde ödüyorlardı. Boş zamanlarında da çoğu zaman arkadaş gruplarıyla beraber vakit geçiriliyordu.

Okulun dev kütüphanesini bir gün bile boş görmedim. Her gün yediden yetmişe öğrencilerle dolup taşıyordu. Ve şunu diyebilirim ki koskoca okulda 3.00'ın altında ortalaması olan kimseyle tanışmadım. Herkes çok yüksek ortalamalarla mezun oluyordu. Derslere ilk dönem çok fazla konsantre olamadığım için o dönemde tam sağlıklı bir gözlem yapamadım ama ilk dönem bittiğinde, Aralık ayında oraya ve oranın kültürüne alışmıştım. Bu yüzden Exchange programıyla ilgilenen herkese de en az iki dönem boyunca orada kalmalarını tavsiye ederim. İkinci dönem iyice derslere odaklanıp, başarılı olmaya karar vermiştim. İlk dönemden sonra yeni dönem başlarken çok akıcı İngilizce de konuşmaya başladığım için herşey artık daha kolaydı.

İkinci dönem dersler başladı ve hiçbir dersi kaçırmadan okula gitmeye başladım. Her derste ödevler veriliyor, bireysel projeler ve grup projeleri belirleniyordu. Öğretim üyeleri öğrencileri olabildiğince derslere katmaya çalışıyordu ve öğrencilerde her zaman derste aktif olmaya gayret ediyordu. 30 kişilik sınıfta da, 50 kişilik bilgisayar laboratuvarında da, 150 kişilik anfide de kimseden ders konuları dışında çıt çıkmadan ders işleniyordu. Öğretim üyeleri ders anlatırken hiç kimse birbiriyle konuşmuyor, kimse kimsenin sözünü kesmiyor, herkes dersi derste dinliyordu. Genelde herkes çok iyi dinleyiciydi. Aynı zamanda herkes bilgisayar ve ya defterlerine kesinlikle not alıyordu. Dersler genelde çok sosyal yöntemlerle işleniyordu, yani tekdüzelikten oldukça uzaktı. Bu yüzden herkes derslere aktif olarak katılırken keyif alıyordu. Bu arada yapılan tüm ödevler ve projeler hep zamanında teslim ediliyordu ve herkes derslere zamanında geliyordu. Bu kadar ciddi ve aynı zamanda da keyifli bir ortamı bütün eğitim ve öğretim hayatım boyunca hiçbir yerde görmemiştim.

Ben de oyunu onların oynadığı gibi oynamaya çalıştım. Okula devam ederken, okulun kabul&kayıt ofisinde part-time bir iş buldum ve bir süre orada çalıştım. Bütün derslere aktif olarak katılmaya çalıştım, ödevleri yaptım, projelere katıldım. Sunumlara çok ciddi bir şekilde hazırlandım ve başarılı bir sunumun nasıl yapıldığını orada öğrendim. Herkesin derslerdeki bireysel ve grup projelerinin sunumlarını çok ciddiye alarak hazırladıklarını ve sunduklarını hayretle izledim. Bütün bu aşamaların kendim de bir parçası oldum. Özellikle grup projelerinde herkes birbirinin açığını kapamaya özen göstererek ve özveriyle çalışarak nasıl takım olunacağını gösterdiler.

Orada geçirdiğim iki dönem boyunca ödevlerinde, sınavlarında veya herhangi bir projelerinde kopya çeken, izinsiz alıntı yapan birine rastlamadım. Öğretim üyelerinin ve öğrencilerin birbirlerine içten güvendiğini ve saygı duyduğunu gördüm. Amacından ve konusundan sapmış bir derse bir kere bile şahit olmadım. 

Ve ikinci dönemin sonunda çalışmamın karşılığını alarak derslerimden başarılı oldum. Öğretim üyeleriyle saygıya dayanan güzel ilişkiler kurdum. Hayatın birçok alanında çeşitli konularda deneyimlere sahip oldum. Akademik açıdan kendim için önemli hedefler oluşturdum. Ve en önemlisi de ömür boyu kalıcı dostluklar edindim.

Kısacası daha önce gördüğümden çok daha farklı bir eğitim ve öğretim sistemini deneyimledim. Kitap okumanın ve araştırmanın önemini orada iyice anladım. Okumadan araştırmadan yapılan işlere değer verilmediğini gördüm. Bu süreçte hem çok şey öğrendim, hem de bu süreçten çok keyif aldım. Öğrenci arkadaşlarıma, eğer yabancı bir ülkeye herhangi bir sebeple giderseler en önemli tavsiyem hiç korkmadan, çekinmeden insanlarla konuşmaya çalışmaları, sosyalleşmeleri ve arkadaş edinmeleri. Ben en baştan bu konuda kendimi çok rahat hissederek orada geçirdiğim zaman boyunca bundan keyif almaya çalıştım. Bu farklı dönemin ardından aklımda kalanlardan sonra güven ve cesaretin, araştırma ve çalışmayla birleşince akademik hayatta ve iş hayatında başarıyı getirdiğinin farkına vardım. Herkese böyle bir deneyim yaşamalarını tavsiye ederim.

Saygılarımla,

Metin Yaldız

metinyaldiz21@gmail.com