tekhne - scientia - praksis - gnosis - relatio
            claritas - unitas - integritas - consonantia

cogitate incognitum

düşünülmeyeni düşün

ENGLISH

M. Atilla Öner

Özgeçmiş

Tartışma Listeleri

Makaleler

Bildiriler

Yönetilen Tezler

Yazılar ve Raporlar

 
FİRMA POLİKLİNİK
Anketler
 
Türkiye Ekonomisi

Görelim, Konuşalım, Duyalım, Yapalım

 

 

< ANA SAYFA

 

< GERİ

 

Eylül 2003

ASIL SORUN "TEŞVİK VE DESTEK SİSTEMİ"

 
 
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik durumu anlamak için ülkemizdeki "teşvik ve destek sistemi"ni irdelememiz gerekiyor. Genellikle "rant sistemi"nin girdilerine (lobicilik, rüşvet) odaklanıyoruz. Aynı zamanda çıktılarına da bakmamız gerekir.
 
"Teşvik ve destek sistemi"nin net katkılarını irdelememiz gerekiyor. Aslında "rüşvet", "özel kesimin transfer harcamaları" olarak tanımlanabilir. Alındıktan sonra nasıl harcandığı da incelenmeli.  (Emeklilerin maaşlarını nasıl harcadıklarının incelenmesi gibi...)
 
Dünyadaki farklı ülkelerde "rant sistemi" yapılarını irdeleyen çalışmalar, aynı rüşvet ve çürümüşlük düzeyinin değişik ekonomik büyüme düzeyleriyle bir arada görüldüğünü belirlemiş. "Kalkınması gecikmiş" ülkelerde devletin sermaye birikimini sağlamak üzere devreye girmesinin farklı "çürümüşlük" düzeylerine neden olduğu görülmüş.
 
"Teşvik ve destek sistemi", bir grup üreticinin, verimliliklerinden bağımsız olarak aldıkları teşvik ve destek ile ülkenin genel refah düzeyinin yükselmesine katkı yapmalarının yanı sıra  ortalama vatandaştan çok daha zengin olmasına yol açıyor. O zaman "teşvik ve destek sisteminden mezun olmak" gündeme gelmeli. "Teşvik ve destek sistemi" aracılığıyla "rant aramanın" asıl maliyeti,
devletin verimsiz üreticilere yönelik teşvik ve  destek sürdürmesinin dinamik maliyeti.
 
"Rüşvet" ve "rant arayışı"nın etkilerini anlayabilmek için 4 sorunun cevabını bulmalıyız:
1. "Teşvik ve destek sistemi" aracılığıyla "rant" dağıtan devlet yöneticilerinin motivasyonları ne?
2. Performans kriterleri ve devletin disipline edici gücü var mı?  (Tayland'da "para siyaseti" pazarında rekâbetçi olabilmek için, yani, teşvik alabilmek için verimlilik artışı önemli koşul imiş)
3. Rant dağıtımı seçici mi? (Dağıtımda uzlaşamamak siyasi gerginlik ve çalkantılara yol açıyor!)
4. Ortam ve çevre tahmin edilebilir bir yapıda mı?

Tüm taleplere yetişecek güce sahip olmayan bir ortak hazine ortada iken "teşvik ve destek" talepleri taraflarca gönüllü bir şekilde azaltılmazsa girdaptan kendimizi kurtaramayacağız. Bunu birileri halka, çiftçiye, işçiye, memura, esnafa, tüccara, sanayiciye anlatmalı...

İlk ve ikinci 500 büyük firmanın vazgeçebilecekleri teşvikler neler olabilir?

Vergi barışında ödeme taahhüdü yapılan 7,5 katrilyon TL,
SSK/Bağkur barışında ödeme taahhüdü yapılan 2 katrilyon TL,
çiftçi borçlarında yeniden yapılandırılan  1,5 katrilyon
zamanında ödenseydi borç yapımız nasıl olurdu?

İhracatçıların taahhüt edip getirmedikleri 3 milyar $ zamanında ekonomiye katılsaydı kurlardaki gelişme nasıl olurdu? 

Kamu bankalarından 20 katrilyon TL iç edilmeseydi borç durumumuz ne olurdu? 20 katrilyon TL özel bankalardan uçurulmasaydı ne olurdu?

Buna çanak tutan merkezî bürokrasi üyelerini nasıl yenileyebiliriz?

Birbirimize kazık atarak "ulus devlet" olamayacağımızı 2003 yılında anlamış olabilir miyiz?