Yeni Türk Ceza Kanunu tasarısının son iki maddesi kabul
edilmeden komisyona geri çekilmesi ile başlayan tartışma ortamını
değerlendirmeye çalışırken yaptığım araştırmaya göre mevcut hukuk
fakültelerimizde tasarı/teklif hazırlama ve kanunlaştırmanın adımlarını içeren ve tartışan bir ders yok imiş.
“Sağlıklı bir şekilde kanun hazırlamanın adımları ne
olmalı?” sorusunun cevaplarını aramayı öneriyorum. Bu cevapları,
beklenen Avrupa Birliği üyeliğimiz nedeniyle AB normlarına uygun
vermeliyiz. AB ülkelerinde kullanılan prensipler ile süreç
aşamalarına dayanarak aşağıdaki önerileri yapmak istiyorum.
5 Prensip
Kalite düzeyi yüksek kanun hazırlamak ve çıkarmak için 5
prensibe dikkat edilmesi gerekiyor:
1. Şeffaflık:
Kanun yapma süreci açık, basit ve vatandaş tarafından izlenebilir
ve anlaşılır olmalı.
2. Benimseme:
Kanunun gerekli olduğu bakanlar, TBMM, uygulayıcılar, genel
kamuoyu tarafından kabul edilmeli.
3. Hedef
odaklı olmak: Çözülmek istenen toplumsal soruna odaklanılmalı, yan
etkiler en aza indirgenmeli.
4. Tutarlılık:
Kanun hazırlama ve çıkarma sürecinin adımları tüm kanunlar için
aynı ve bilinir olmalı.
5. Orantılı
olmak: Kanunî düzenlemeyle getirilen çözüm, soruna orantılı
olmalı; sadece gerçekten ihtiyaç var ise yeni kanun çıkarılmalı.
Kanun Hazırlama ve
Çıkarma Sürecinin Aşamaları
AB bünyesinde kanun hazırlama ve çıkarma süreci 5 aşamadan
oluşuyor.
Aşama 1: Ön
Hazırlık
1. Tüm
bakanlar ile bakanlıkların hukukçuları başlangıçta sürece dahil
edilmeli. Her bakanlıkta “Mevzuat Etkilerini İnceleme Birimi”
proje ekibi olarak bulunmalı. Bu ekip TBMM “Kanunlar ve Kararlar
Dairesi Başkanlığı” ile yakın temas halinde olmalı.
2.
AB
Komisyonu ve diğer paydaşlarla düzenli ve yakın temasta
bulunulmalı.
3.
Hazırlık çalışması, Bakanlıklar ve AB Genel Sekreterliği ile
koordine edilmeli.
4. Eğer
kanun tasarısı şekilleniyorsa, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
uygulanmasının etkileri (maliyet ve yararlar) )(Ön Etki
Değerlendirme Raporu) üzerinde düşünülmeye başlanmalı. “Kanun
çıkarmamanın bu konuda niçin yetersiz kalacağı” belirlenmeli. Etki
değerlendirme raporlarının sahibi ve takipçisi konuyla ilgili ana
komisyon olmalı.
5. Kanun
taslağının hazırlanması için gerekecek tüm araçlara (eğitim, AB
birimlerinden yönlendirme ve destek) sahip olunması sağlanmalı.
Aşama 2:
Tasarının İrdelenmesi
1.
Şekillenmekte olan tasarı metni dikkatle incelenmeli; hukukçular
devreye sokulmalı.
2.
Hükümet içi ve dışı danışma süreci başlatılmalı.
3.
“Geçici
Etki Değerlendirme Raporu”na göre öncelikler belirlenmeli.
4.
Etkilenecek bireylerin ihtiyaçları belirlenmeli.
5. Üçüncü
sektör kuruluşları ve diğer partiler ile görüşmeler yapılmalı;
gerekiyorsa Brüksel’de lobicilik faaliyetleri yapılmalı.
Aşama 3: Tasarının
Kabulünün Pazarlığı
1. Açık
ve gerçekçi öncelikler belirlenmeli. “Kesin Etki Değerlendirme
Raporu” içeriği üzerinde tüm paydaşlarla (bakanlıklar,
Brüksel, üçüncü sektör kuruluşları) anlaşma sağlanmalı.
2.
Tasarının gerekçesi, danışma süreci sonunda belirlenen kuvvetli
argümanları içermeli.
3. Üzerinde
anlaşabilmek amacıyla metinde belirsizlik bulunmasından kesinlikle
kaçınılmalı. Metindeki tanımların anlamlarının mümkün olduğunca
açık olması sağlanmalı.
4. Amaçların
gerçekleşmesine katkı yapmak üzere AB üyesi ülkelerin
yetkilileriyle görüşülmeli.
Aşama 4:
Kanunun Uygulanması
1.
Kanunun “az” veya “çok” uygulanmasından kaçınılmalı.
2. Bakanlar
için uygulamadaki seçenekler ve riskleri hakkında detaylı bir
rapor hazırlanmalı.
Aşama
5: Kanunun Uygulanmasının İzlenmesi
1.
Yeni
kanunun uygulanmasının izlenmesi unutulmamalı.
2. Bakanların,
kanunun uygulanmasındaki sapmalar hakkında bilgi sahibi olmaları
sağlanmalı.
3.
Basitleştirme veya değiştirmenin gerekip gerekmediği
değerlendirmesi yapılmalı.
Türkiye’de Durum
AB üyeliğine hazırlanan Türkiye’mizde TBMM ve hükümet, kanun
yapma ve çıkarma süreci üzerinde mutlaka yeniden düşünmeli. Gazete
ve TVlere yansıyan haberler ışığı altında yukarıdaki süreci
değerlendirirsek, bir dizi noktada hata ve eksiklik
belirleyebiliyoruz. 5 prensibe de uyulmadığını rahatlıkla
söyleyebiliriz.
Yukarıdaki süreç adımlarına daha önce ulaşılmaması,
ulaşıldıysa adımlara uyulmaması üzüntü verici. Öğrenen toplum
olmamızın yolu, hataya yolaçan süreç adımlarında iyileştirme
yapmaktan geçiyor. |