ABD'nde yerleşik
kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye'nin kredi notu
görünümünü "olumsuz" olarak değiştirmiş. Peki, aynı kuruluş
niçin ABD'nin kredi notunu C'ye düşürüp görünümü de "olumsuz"
yapmıyor? Çünkü, ABD askerî güçle başaramadığı dünya
hegemonyasını ekonomik krizle elde ediyor. Bu kuruluşlar da bu
sürece destek veriyor.
Bu süreci
anlamayan bazı ABD vatandaşlarından biri de New York Eyalet
Savcısı. Saf bir şekilde New York'taki finans
kuruluşlarından
"kime ne prim ödediniz, ödeyeceksiniz?" sorusunu cevaplamalarını
istiyor. Onlar da reddediyor. Belki çıkarılacak mahkeme kararıyla vermek zorunda
kalacaklar. Kapitalizmin merkezinde de kafalar karışık...
Finans
piyasaları, dönen bol miktardaki paradan tırtıklayarak lüks
yaşam süren kişiler tarafından yönetiliyor. Bu akışın durması,
onların lüks yaşamlarının para musluğunun kapanması demek.
Türkiye'deki
sermaye sahipleri de kendi servetlerini kurtarmak uğruna,
sözcüleri piyasa aktörleri ve uzmanlar aracılığıyla Türkiye'ye
zarar vermekten çekinmiyorlar. Hükümete zarar vereceğim
düşüncesiyle, ağzını şapırdatarak krizin ne kadar büyüdüğünü ve
Türkiye'nin ne kadar zor durumda olduğunu anlatan spiker,
ekonomide akıl-dışı bireysel davranışların yol açtığı ve açacağı
kötü sonuçlardan habersiz kendi tiyatrosunu oynuyor...
Kredi
derecelendirme kuruluşları ABD'nin dünyaya attığı kazığı
büyütmek üzere harekete geçmiş durumda. Ellerinden geldiği
kadarıyla ABD ve bazı AB ülkeleri dışındaki tüm ülkelerin kredi notunu düşürüp bu
ülkelerin borçlanma maliyetlerini arttırmaya çalışıyorlar. Kredi
derecelendirme kuruluşları, krizin
çıkmasına neden olan davranışları engelleyebilecekken, yanlış beyanlarla "çok riskli"
yatırımların devam etmesine neden oldular. Bütün kredi
derecelendirme kuruluşlarının kapatılması gerekirken, hâlâ
onların dediklerine inanılıyor. Niçin?
Avrupa kökenli
Deutsche Bank, Amerikan General Motors şirketi hisseleri için
"sat" önerisi yaptı ve "hedef fiyat" olarak da "sıfır"
tanımladı. Ertesi gün GM hisseleri ABD piyasasında değer
kazandı. Niçin? ABD kapitalistleri kendi ülkelerine ve
şirketlerine sahip çıkıyor. Nafile bir çaba. 20 yıl önce
başlayan General Motors problemleri1 otomotiv
üretiminin tümüyle ABD dışına kaymasıyla sonuçlanacağa benziyor.
Uluslararası
Para Fonu da dünya gerçeğinden kopuk bir şekilde Türkiye'nin
yapacağı harcamalara takılmış durumda... Diğer bütün ülkeler
ekonomilerini canlandırmak üzere harcama programları açıklarken
ve bütün ülkeler ve kuruluşlar bunu alkışlarken Türkiye'ye harcamaları kıs
demenin ne anlamı olabilir? Çünkü paranın kendi amaçlarına uygun
kullanılmasını istiyorlar...Birileri oyun oynuyor? Bizim
uzmanlar da birilerine şirin görünmek arzusuyla hükümeti
eleştiriyor...
Garip bir
tiyatro oynanıyor. Ama, ABD'nin kredi notu "C"ye düşürülmüyor.
ABD'nin aldığı önlemlerin hiçbiri çalışmıyor. Çalışmayacak da...
Piyasa aktörleri, "ahlâksızlık" zirvesine çıkmada birbirleriyle
yarışıyor. "İşsizlik" yaygarası koparılıyor. Tüm ülkelerde
"işsizlik sigorta fonları" var. Buradan ödemeler yapılacak ve
talep tekrar arttığında şirketler istihdamı arttıracak. Asıl
amaç, kapitalistlerin, zaten fazla önemsemedikleri işsizliğin
artacağı söylemiyle kendilerine yönelik ek avantaj sağlama
girişimleri...
Kapitalizm,
kendini sokan akrep... Bütün mesele, o kendini öldürürken
zehrinin bulaşmasını nasıl engelleyeceğimiz... Bu medya ve
uzmanlar ile mümkün değil...
-----------------------------------
1
Maryann Keller,
Rude Awakening: The Rise, Fall and Struggle for Recovery of
General Motors, William Morrow, New York, 1989
|