Merhaba Hocam,
Size A.B.D'deki Exchange programıyla gittiğim
University of Nevada, Reno'da geçirdiğim deneyimleri özetlemeye
çalışacağım. İlk olarak size okul ile ilgili genel bir bilgi
vermek istiyorum. University of Nevada, Reno, A.B.D'deki Tier 1
üniversiteler grubuna yeni giren, 1874 yılında kurulmuş bir
üniversite. 145'ten fazla lisans, master ve doktora programları,
92 milyon dolar araştırma fonu olan gelişmiş bir okul. Özellikle
bazı bölümlerde ülke genelinde çok başarılılar. 21 bine yakın
öğrencisi ve büyük ama çok düzenli bir kampüsü var.
Amerika Birleşik Devletleri'ne uçaktan indiğiniz
anda farkettiğiniz insan çeşitliliği her yerde karşınıza çıkıyordu.
İlk baştan itibaren okuldaki ciddiyeti ve düzeni sezmeye
başlamıştım. Exchange öğrencilerin tanışma toplantısında İsviçre,
Almanya, Fransa, Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore vb. birçok
ülkeden öğrenciler olarak biraradaydık. Bu toplantıyla beraber arkadaşlıklar
edinmeye başladık. Zaman içerisinde birçok Amerikalı
arkadaşlarımız da oldu ve beraber çok sayıda etkinliğe katıldık.
Okulun uluslararası ofisindeki çalışanlar da çok yardımcıydı.
Tabii ki bambaşka bir ülkeye ve kültüre geldiğimiz
için herkes ilk başta çeşitli zorluklar yaşıyordu. Benim gibi uluslararası
çoğu öğrencinin yaşadığı en büyük sıkıntı, okul çevresinde
konaklamanın yetersiz olmasından ötürü yurt ve ya kiralık ev
bulamamamızdı. İlk üç ay belirli zorluklardan ve alışma sürecinden
geçtiğim süreçte okula yakın bir ev buldum ve araba da edinerek
ulaşım sorununu çözdüm. Özellikle ev ve ulaşım sorunlarını
çözdükten sonra çevrede olan biteni iyice farketmeye başladım.
Bahsettiğim sorunlardan dolayı ilk dönemin başında derslere düzgün
katılamadım ve okula iyice konsantre olamadım. Dolayısıyla ilk
dönem derslerden başarısız oldum. Fakat okulda tanıştığım
neredeyse bütün arkadaşlarım, özellikle Amerikalılar inanılmaz
çalışıyordu. İstisnasız hepsi bankalardan kendileri öğretim
kredileri alıp, 4-5 senelik lisans programlarını kendileri
ödüyorlardı. Genelde ailelerinden hiç yardım almıyorlardı. Okula
giderek bütün derslerine devam etmek dışında tanıdığım herkes en
az bir ve ya iki farklı part-time işte çalışıyordu. Hem okulda hem
de işlerinde çok özverili çalışıyorlardı. Genellikle öğrenciler
part-time işlerle kendilerini geçindiriyor ve aynı zamanda araba,
okul vb. kredilerini bu şekilde ödüyorlardı. Boş zamanlarında da
çoğu zaman arkadaş gruplarıyla beraber vakit geçiriliyordu.
Okulun dev kütüphanesini bir gün bile boş görmedim.
Her gün yediden yetmişe öğrencilerle dolup taşıyordu. Ve şunu
diyebilirim ki koskoca okulda 3.00'ın altında ortalaması olan
kimseyle tanışmadım. Herkes çok yüksek ortalamalarla mezun
oluyordu. Derslere ilk dönem çok fazla konsantre olamadığım için o
dönemde tam sağlıklı bir gözlem yapamadım ama ilk dönem bittiğinde,
Aralık ayında oraya ve oranın kültürüne alışmıştım. Bu yüzden
Exchange programıyla ilgilenen herkese de en az iki dönem boyunca
orada kalmalarını tavsiye ederim. İkinci dönem iyice derslere
odaklanıp, başarılı olmaya karar vermiştim. İlk dönemden sonra
yeni dönem başlarken çok akıcı İngilizce de konuşmaya başladığım
için herşey artık daha kolaydı.
İkinci dönem dersler başladı ve hiçbir dersi
kaçırmadan okula gitmeye başladım. Her derste ödevler veriliyor,
bireysel projeler ve grup projeleri belirleniyordu. Öğretim
üyeleri öğrencileri olabildiğince derslere katmaya çalışıyordu ve
öğrencilerde her zaman derste aktif olmaya gayret ediyordu. 30
kişilik sınıfta da, 50 kişilik bilgisayar laboratuvarında da, 150
kişilik anfide de kimseden ders konuları dışında çıt çıkmadan ders
işleniyordu. Öğretim üyeleri ders anlatırken hiç kimse birbiriyle
konuşmuyor, kimse kimsenin sözünü kesmiyor, herkes dersi derste
dinliyordu. Genelde herkes çok iyi dinleyiciydi. Aynı zamanda
herkes bilgisayar ve ya defterlerine kesinlikle not alıyordu.
Dersler genelde çok sosyal yöntemlerle işleniyordu, yani
tekdüzelikten oldukça uzaktı. Bu yüzden herkes derslere aktif
olarak katılırken keyif alıyordu. Bu arada yapılan tüm ödevler ve
projeler hep zamanında teslim ediliyordu ve herkes derslere zamanında
geliyordu. Bu kadar ciddi ve aynı zamanda da keyifli bir ortamı
bütün eğitim ve öğretim hayatım boyunca hiçbir yerde görmemiştim.
Ben de oyunu onların oynadığı gibi oynamaya çalıştım.
Okula devam ederken, okulun kabul&kayıt ofisinde part-time bir iş
buldum ve bir süre orada çalıştım. Bütün derslere aktif olarak
katılmaya çalıştım, ödevleri yaptım, projelere katıldım. Sunumlara
çok ciddi bir şekilde hazırlandım ve başarılı bir sunumun nasıl
yapıldığını orada öğrendim. Herkesin derslerdeki bireysel ve grup
projelerinin sunumlarını çok ciddiye alarak hazırladıklarını ve
sunduklarını hayretle izledim. Bütün bu aşamaların kendim de bir
parçası oldum. Özellikle grup projelerinde herkes birbirinin
açığını kapamaya özen göstererek ve özveriyle çalışarak nasıl
takım olunacağını gösterdiler.
Orada geçirdiğim iki dönem boyunca ödevlerinde,
sınavlarında veya herhangi bir projelerinde kopya çeken,
izinsiz alıntı yapan birine rastlamadım. Öğretim üyelerinin ve
öğrencilerin birbirlerine içten güvendiğini ve saygı duyduğunu
gördüm. Amacından ve konusundan sapmış bir derse bir kere bile şahit
olmadım.
Ve ikinci dönemin sonunda çalışmamın karşılığını
alarak derslerimden başarılı oldum. Öğretim üyeleriyle saygıya
dayanan güzel ilişkiler kurdum. Hayatın birçok alanında çeşitli konularda deneyimlere sahip
oldum. Akademik açıdan kendim için önemli hedefler oluşturdum. Ve
en önemlisi de ömür boyu kalıcı dostluklar edindim.
Kısacası daha önce gördüğümden çok daha farklı bir
eğitim ve öğretim sistemini deneyimledim. Kitap okumanın ve
araştırmanın önemini orada iyice anladım. Okumadan araştırmadan
yapılan işlere değer verilmediğini gördüm. Bu süreçte hem
çok şey öğrendim, hem de bu süreçten çok keyif aldım. Öğrenci
arkadaşlarıma, eğer yabancı bir ülkeye herhangi bir sebeple
giderseler en önemli tavsiyem hiç korkmadan, çekinmeden insanlarla
konuşmaya çalışmaları, sosyalleşmeleri ve arkadaş edinmeleri. Ben
en baştan bu konuda kendimi çok rahat hissederek orada geçirdiğim
zaman boyunca bundan keyif almaya çalıştım. Bu farklı dönemin
ardından aklımda kalanlardan sonra güven ve cesaretin, araştırma
ve çalışmayla birleşince akademik hayatta ve iş hayatında başarıyı
getirdiğinin farkına vardım. Herkese böyle bir deneyim
yaşamalarını tavsiye ederim.
Saygılarımla,
Metin Yaldız
metinyaldiz21@gmail.com |